Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Ankara’da da görücü usulü evlilikler çoktur. Evlenme çağına gelen erkeklerin aileleri genellikle gittikleri düğünlerde oğulları için uygun eş adayları ararlar. Kendileri için uygun gördükleri kızlar hakkında gencin de fikrini alırlar ve kızın ailesine de bunu bildirirler.
Kıza görücü gitmek isteyen tarafın kadınları karşı tarafa niyetlerini bildirmek için aileye misafirliğe giderler. Kızın da gönlü olduğu öğrenilince ailece kız evine görücü gidilir. Erkek tarafı kızı istedikten sonra söz kesilir. Yörelere göre söz kesimi sırasında yapılanlar farklılık gösterebilir. Örneğin Elmadağ’da söz kesildikten sonra höşmerim yenir. Yine buna benzer, bazı yerlerde de “ağız tatlılığı” adı altında lokumlar ve şekerlemeler ikram edilir.
Nişan ve düğün tarihleri de söz kesildikten sonra hemen kararlaştırılır. Hatta bazı yerlerde geline takılacak takılar da söz kesilirken konuşulur.
“Okuntu” ile davetliler çağırılır
Ankara’daki eski âdetlere göre düğüne geleceklerin listesi okuyucu kadınlar tarafından duyurulurdu. Okuyucu kadın, genellikle herkesi tanıyan kişidir ve elindeki listeye göre davetlilerin evlerini teker teker ziyaret ederek düğüne davet eder. Buna okuntu adı verilir ve bu âdet halen Ankara’nın bazı köylerinde sürdürülür.
Nişan genellikle kız evinde yapılır. Nişan töreninin aile içinde olduğu durumlar çoğunluktadır; ancak son zamanlarda nişanlar her iki tarafın tanıdıklarının da katıldığı merasimler haline gelmiştir.
“Çeyiz asma”
Nişanlanan kız, geleneklere göre bütün çeyizini odadan odaya gerilen ipler üzerine asar ve sergiler. Çeyizlerin asıldığı ip ise kayınvalide tarafından getirilir ve bu merasime de “çeyiz asma” denir. Çeyiz asma genellikle Pazartesi günleri yapılır.
Sıra geldi düğüne. Ankara ve çevresinde düğünler Perşembe günü başlar ve bir hafta boyunca sürer. Bu gelenek şimdilerde maddi bazı sebeplerden ötürü üç dört gün kadar sürmektedir.